yani benim güzel annem ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken oturup yıldızlar içinde kendi buruk kanımı içtim ne garip duygu şu ölmek? öptüğüm kızlar geliyor aklıma, bir açıklaması vardır elbet giderken darağacına... geride, masa üstünde boynu bükük kaldı kağıt kalem. bağışla beni güzel annem oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana. elleri değsin istemedim gözleri değsin istemedim ağlayıp kokluyacaktın belki bir ömür taşıyacaktın koynunda. yaşamak ağrısı asıldı boynuma, oysa türkü tadında yaşamak isterdim... ölmek ne garip şey anne!
bu bana yetiyor
su akar yatagını bulur.
susmuşuz,
durgunuz,
hepsi bu.
ala şafağında ülkemin yıldız uçurmak varken
oturup yıldızlar içinde kendi buruk kanımı içtim
ne garip duygu şu ölmek?
öptüğüm kızlar geliyor aklıma,
bir açıklaması vardır elbet giderken darağacına...
geride, masa üstünde boynu bükük
kaldı kağıt kalem.
bağışla beni güzel annem
oğul tadında bir mektup yazamadım diye kızma bana.
elleri değsin istemedim gözleri değsin istemedim
ağlayıp kokluyacaktın
belki bir ömür taşıyacaktın koynunda.
yaşamak ağrısı asıldı boynuma, oysa türkü tadında yaşamak isterdim...
ölmek ne garip şey anne!
çünkü yorgunluğumun yaşamak gibi bir anlamı var
yine de yaşamaktan duyduğum mutluluğun tadına
düşmanlarım ulaşamazlar..."
hapismis te ne olmus demis birisine
hüznümü yazacağım
her gün seni düşünüp
yok olacağım.
külüm al , uzak yerlere savur.