bugün genellikle erkekler üzerinde gözlemlediğim bir olayı paylaşacağım.
trafikte çok kavga oluyor ister istemez araba sürenler anlar beni benim de camlar fabrika çıkış filmi akşam camlar açık geziyorum mevzu arıyor gibi. bir gün en yakın arkadaşım ile bir yere gidiyoruz bir araba sağımdan solladı ileri yol ayrımında durdu kendini sıkıştırdığımızı iddia etti. karşı araba da aile varmış ama ben görmedim sadece beni azarlayan bir çift göz ve el kol hareketi gördüm. ben boşa alıp el frenini çekene kadar yanımda oturan arkadaşım araç içini dikizlemiş aile olduğunu görüp özür dileriz haklısınız demiş ve iyi akşamlar dilemiş ( ben bu sırada rahat ağız kavgası etmek için pozisyon alıyorum) . karşıda ki adam birden öfkeli kaşlarını söküp attı gülümseyerek ; "asıl ben özür dilerim kör noktanızdan geçtim sanırım iyi akşamlar dedi ve yavaşça ilerlemeye başladı." arkadaşım da bana at 1'e uzatma dedi ve biz de arkasından yol aldık.
bir erkeğe haklısın derseniz anında yumuşuyor. az önce size sarfettiği kötü sözlerden dolayı özür diliyor eğer cono - dızo - keko - hanzo ve türevleri değilse mahcup oluyor ve düşünmeye fırsatı olup hatasını anlıyor. aynı zamanda kötü yaklaşırısanız 2 kat kötüsü ile karşılık buluyorsunuz. erkeğin savunma mekanizması içgüdüsel olarak patlama gibi ortaya çıkıyor ama patlama gibi de birden sönüyor. ben bu olayı buna yoruyorum. eğer bir kavgaya ağzınız dolu yumruğunuz sıkılı giderseniz illa ki kavgayı başlatan siz olurmuşsunuz. eğer geçmiş olsun - kusura bakma - pardon ile ağzınızı doldurup elinizin içini insanlara gösterirseniz de iki tarafında günü güzelleşebilir.
bu olaydan sonra düşündüm ve anladım ki trafikte her insan hata yapabilir. sinyal unutanları, uzunda karşıdan gelenleri, şaklabanlık yapanları önemsemeden yolda gitmek gerekiyormuş. önemli olan dikkatli sürüp tevazu sahibi olmak. bütün kavgaları ben başlatmışım haberim de yokmuş.