çoğu insanı anlamakta zorlanıyorum, nasıl bu şekilde davranabilirler anlamlandıramıyorum. sorular kafamın içinde milyon kez tekrarlanıyor ama bir sonuç bulamıyorum. sığ görüşlerden ya da 'modern olun' sözlerinden sıkıldım artık. iki ucu da * değnek benim için.
vakti zamanında eve dönerken otobüse binmiş ve orta kapının önündeki boşluğun köşesine çekilmiştim. otobüs fazla kalabalık değildi ama ilerleyeceğim güzergah dahilinde dolmaya başlayacaktı, çünkü oturduğum semt tüm işlek caddelere yakın olup, öğrenci yuvasıydı. otobüste hemen yanımda inşaatta çalıştığını tahmin ettiğim - üstü başı toz toprak ve çimento var- iki bay vardı.
kendimde taşıdığım bir özellik olaraktan ben insanlara sadece bir kere bakarım. çevremdeki her şeye bir kere bakar sonra kendi dünyama çekilirim.
dikkatim dağılmadığı sürede de ineceğim durağa gelmeden kendi dünyam dışına çıkmam. ama o an üzerimde ve başkalarının üzerinde hissettiğim bakışlar dahilinde odak noktamı kaybetmiştim. dediğim iki bey insanları ' kızları' sapık bir düşkünlükle sürekli süzüyordu. elimden ne gelebilir diye düşündüm, o an direkt bir video mu alsam diye bile düşündüm ama maalesef bir telefon yoktu yanımda. ilk başta bakışlarımla 'rahatsızlık' verdiklerini hissettirdim ama sadece etki süresi iki dakika oldu. bakışlarımı ayırmadan bakmaya başladım, çünkü nasıl 'o / onlar' gibi insanlar bizlere bakınca rahatsız oluyorsak onlarda benden rahatsız olsun istedim ama yine maalesef ki etki süresi en fazla 5 dakika oldu. durakta bir bayan bindi ve benim yanıma gelip ayakta beklemeye başladı. yanında tahmini 10 yaşlarında erkek bir çocuğu vardı, oğluyla konuşuyordu. ve ben o sıra karşımdaki beylerin yanımdaki bayana baktığı gördüm bu sefer. inanın bana çıldırmamak elde değildi. yanımdaki bayanda bakışlarını hissetmiş ve konuşmayı kesmişti. bakışlarımı beylerden ayırıp, çevreme gezdirdim. durduğum bölüm pek kalabalık değildi.
en fazla 8 kişi hariç herkes oturuyordu. tekrardan beylere bakıp ' kusuruma bakmayın ama daha ne kadar kadınları böyle süzeceksiniz?' diye sitem ettim. bunu yaparken ses tonumu kısık tutmaya özellikle dikkat ettim; insanların tepkisini çekmek değil, o adamlara bir bayan olarak tepkimi göstermek istedim sadece.
'yanınızdaki bey de buna dahil. utanın biraz.' dedikten sonra sırtlarını kapıya dönmüş ve inecekleri durağa kadar da hep dışarı seyretmişlerdi.
o anda yanımdaki bayanın memnun edici şekilde gülümsemesi ve teşekkür etmesi her şeye bedeldi. özellikle oğlu; çocuğu o kadar güvenle baktı ki bana, o an onun kahramanı oldum diye düşündüm.
rahatsız edici bir durum yaşadığınızda tepkinizi ortaya koyun, rahatsız oluyorsanız sizde onu rahatsız edin. sessiz kalmak, onları daha çok teşvik etmesini sağlayacaktır; bu olmamalı ama onlar bunu böyle algılıyor. birinin birini rahatsız ettiğini gördüğünüzde destek çıkmayı deneyin, bir insanın öyle bir durumda yanında birinin olduğunu düşünmesi kendine güveninin gelmesini sağlayacaktır.
bay bayan farketmez, insan ve hayvan farketmez, canlı ve cansız da farketmez.
ormanları kesenlere tepkimizi gösterelim.
hayvanları katledenlere, bir erkeği ve kadını taciz edene. vakti zamanı geldiğinde 'zevkine' kitap yakana da.
aydınlık günler için savaşalım.