bundan iki üç yıl öncesine kadar senin için en değerli kişi kim deselerdi,"ailem,arkadaşlarım..." diye sıralardım.şimdi sorsalar ne derim biliyor musunuz?bencilce gelecek,hatta egoistçe bile durabilir ama kendim.ben olmadıktan sonra diğerlerinin ne anlamı kalır ki benim için.hayatımı adadığım onlarca şeyin sırasıyla aslında birer safsata olduğunu anladım.vazgeçilemez gibi duran aile bireyleri bile öyle zaman geliyor ki birer yabancıya dönüşüyor.arkadaşların,hayatını adadığın mesleğin,sevgilin,eşin,çocuğun... sen olmadıktan sonra,sen mutlu yaşamadıktan sonra hiçbirinin bir önemi kalmıyor.ne kadar karşı çıksak da bireysel yaratıldık arkadaşlar. etrafımızdaki insanlar sadece bu hayatı daha kolay yaşamamızı sağlıyor.hesap gününde(eğer inanıyorsanız) nasıl hepimiz yalnız olacaksak aslında şimdi de öyleyiz.
şimdi konuya gelecek olursak,ben buraya niçin çıktım? nasıl çıktım? bunu izaha gerek yok. gördünüz, yürüdüm çıktım! ama, çıkmamış da olabilirim. çıkmışsam çıkmışımdır, çıkmamışsam çıkmamışımdır. görünen köy... her neyse diyeceğim o ki puvolar ailenizin,sevgilinizin,arkadaşınızın istediği kişi olmayın.hayallerinize set vuran,sizi farkında olmadan da olsa aşağı çeken,kanatlarınızı tutan her şeyi ve herkesi flulaştırın. öyle yaşayın ki belli bir yaşa geldiğinizde benim gibi"ne kadar da başkaları için yaşamışım,kendim için ne kadar da yolun başındaymışım,hayat da geçiyor,kaçırdığım hayatı bir ucundan yakalamaya var mıdır zaman?" demeyin .hayatınızı başkaları üzerinden planlamayın.kanatlarınızı sonuna kadar açın zira "kanatlar yalnızca uçmak için açıldıklarında tamamen özgürlük verir.sırtta dururken ağırlıktan başka bir şey değildir"
deyim yerindeyse apışıp kaldım.