modern çağın hastalığı olarak tanımlanıyor. stres, koşuşturmaca, yetersiz beslenme, katkı maddeli yiyeceklerin artması ve bu oranla tüketiminin de artması sebepleriyle meydana gelir.
esas manada beyin ile bağırsak arasındaki iletişimsizlikten kaynaklanır. bu rahatsızlığı yaşayan kişiler şiddetli karın ağrıları, gaz, bulantı ve kusma şikayetleriyle doktora giderler. eğer tetkiklerde bir şey çıkmamışsa, tüm vücutta bir sorun görünmüyorsa post-it ile hastanın alnına ibs yazılı kağıt yapıştırılır ve bir torba ilaç ile eve yollanır.
bir zaman sonra hasta araştırmaya başlar. nedir bu ibs? daha önce hiç duymamıştır çünkü. internette yüzlerce veri bulur. ortak konu, tedavisi olmayan hastalık, cümlesidir.
ibsli hastamız hayatından bezmiştir , sosyal yaşamı bir anda sıfıra inmiştir, psikolojisi mahvolmuştur. çünkü bağırsak hastadır. ikinci beyin olarak anılan bağırsağın hasta olması demek ciddi vücut dengesizlikleri demek.
aynı sırada hasta dışkısında büyük değişiklikler fark eder. kimisinde ishal bazlıdır kimisinde de kabız. her ikisinin görüldüğü hastalar da mevcuttur. üstelik büyük tuvaleti olduğu halde çoğu zaman yapamaz. bu evreyi tam olarak hayal edemeyenler için, sürekli olarak ishal halinde gezdiğinizi düşünün. işte tam olarak öyle.
psikolojisi mahvolan hasta dışarıya çıkamaz. her gün dolaştığı insanlar onu kaprisli ve soğuk olarak nitelendirmeye başlar. ancak kimse bilmemektedir ki aslında kendiyle imtihan oluyordur. ve bir insanın en büyük imtihanı da kendisidir. çünkü kendinden kaçamazsın.
hastamız ilaçlarını kullanmaya devam etmektedir ancak bu ilaçlar ona yalnızca kilo aldırmıştır. başka hiçbir işe yaramadığını farkettiği an ilaçları keser. ancak yemek yemeğe devam eder. eski yemek düzeni neyse o.
aradan bir sene geçer ve mahvolan hayatını toparlamak için ayağa kalkmaya karar verir. araştırmalarını daha da genişletir. ibs'nin ana kaynağının yemek düzeni olduğunun farkına varır. çünkü bazı yiyecekler gerçekten de ona zarar veriyordur.
kızartmaları, tatlıları, işlenmiş gıdaları ve tüm paket içerisindeki gıdaları bırakır. bu hastalıktan muzdarip insanların olduğu bir gruba girer ve oradaki doktorları dinlemeye başlar.
fermente ve probiyotiğe önem verir. turşunu yapar, salçasını yapar, yoğurdunu yapar ve bunları her gün tüketir. ev yemeklerinden şaşmaz. arada kaçamak yapar ancak çok da dert değidir. çünkü vücudu kendini toparlamaya başlamıştır. aldığı kiloları sporla ve diyetle verir. eski haline yaklaşmıştır.
ibs rahatsızlığında bir diğer önemli konunun da tuvalet alışkanlığı olduğunu fark eder. eğer her gün düzenli olarak vücudunu temizlerse tüm gün boyunca eskisi gibi rahatça hareket edebilmektedir.
işte bu da ibs hastası bir insanın bu hastalığını öğrendiği andan itibaren yaşadıklarını kendimce tanımladım. kabataslak olarak anlattım ancak içerisinde çok fazla acı, hüzün vs hayal kırıklığı barındırmaktadır.
bunları kimsenin yaşamaması dileğiyle.
sağlıkla kalın. :)
ama ilk tepkin çok güzeldi. halk dilinde de öyle diyebiliriz sanırım :) kurt yok ama. kurt daha farklı bir olay. :)
yorumunuza katılıyorum bunları kimse yaşamasın çok zor