sabah kalktınız. kahvaltınızı yapıyorsunuz. tak kapı çalıyor. açıyorsunuz. kargonuz var. alıp bakıyorsunuz. mühürlü bir belge. mühürde kaderinizle alakalı ( biraz ütopik olabilir ama hoş görün). belgede; nerde, nasıl, ne zaman öleceğiniz yazıyor. kahv’altı sigarnız telef oluyor. tadınız, tuzunuz kaçışıyor. ardından bir karar veriyorsunuz. o tarihte parası neyse verip, tam teşekküllü bir hastahaneye yatacaksınız.
o sabah işe gitmek üzere çıkıyorsunuz ancak kapının önünde, bahçe hortumuna takılıp düşüyorsunuz, kafanızı yere hızlıca vurup, pekmezi yere serip ölüyorsunuz.
yanlız aklınızdan geçen son şey; daha ölümünüze 43 yıl olduğu.
kaderiniz burda değişmiş mi olur? siz ne düşünüyorsunuz?
sana biri oyun oynadı aslında kaderin de o gün ölmek vardı
bunu izlersen belki aklında bir şeyler canlanabilir
www.youtube.com/watch?v=2xgH0Lr0wd0
insanın kaderinin ağacının dalları gibi olduğunu söylüyordu.
yani senin bazen hayatında yaptığın seçimler, bazen önünde bulunan yollardan birini seçmeni, ve o seçtiğin yolun sonucunu yaşamani sağlıyor.
ilahi kader ve beşeri kader.
bu ikisini araştırdığinda kafana yatkın cevabı sende bulabilirsin.