toprağın ihtiyacı olan suydu
ondan başkası iyi etmezdi yüreğindeki bu sızıyı
için için yanıyordu yanmaz denilen şey
göz göre göre ölüyorduk
hem sen hem ben
oysa bir sarılış yetecekti filiz vermeye
oysa bir öpüş yetecekti hasat dökmeye
bu ne ayrılıktı, niyeydi
ya da bu gelmeyen trenler neyin nesiydi
bu durakta beklemeler
her geçmeyen seferde sönen hayaller
hayaller kırık değil yok
tuzla buz oldu yere düşen camlar çoktan
ne yapsın durak ne yapsın tren
su toprağı kabul etmedikçe
yağmıyorsa yağmur bulutun suçu ne
tanrı yazmamışsa vuslatı suyun suçu ne
ölmesi gerekiyorsa toprak ve ölünce anlamı oluyorsa bir şeylerin intiharın suçu ne
her şey bu kadar düzenli olabilirken içimdeki dinmeyen fırtına ne