*basitçe anlatılmıştır her şey.
*hepsini okumak istemeyen aşağı kaydırıp türkiye şartlarından itibaren okusun olay orada başlıyor.
tasarım bir hobi değildir, bir iştir. kimsenin ekmeğiyle oynamayın!
kısaca freelancer nedir onu söylemek istiyorum. freelancer; serbest çalışan demek. bir mesleği kurum ve kuruluşlara bağlı olmadan çalışan kişilerdir bu freelancerlar.
peki avantajları ne? en basiti bir patronunuz yok ve kendi işinizi yapıyorsunuz, kendi kendinizin patronusunuz da diyebiliriz. istediğiniz zaman çalışıyorsunuz.
peki dezavantaj neler? daha az kazanabilirsiniz, daha fazla çalışmak zorunda kalabilirsiniz ve en büyük sorununuz sürekli mesleğinizin yan dallarını öğrenmek zorunda kalmanızdır. birden fazla bağlayıcı mesleği yapmak zorundasınız o yüzden becerikli biri olmalısınız. tabi buna bağlı olarak çok fazla para da kazanabilirsiniz. siz ne kadar güven verseniz de genelde firmalar güvensiz. inşallah bir gün paranızı verirler. devamlı iş yapmadığınız birileriyse hadi hayırlısı. o yüzden sözleşmeli yapın. ağızdan çıkanların hiçbir önemi yok.
türkiye'de nasıl oluyor bu işler?
1- en basiti senelerce kurumsalda çalışmış biri artık çevre yapmış olur ve kendini güvenilir kıldığı için freelancer olmaya karar verir ve müşteriler de tanıdık, devamlı olunca iş işi açar.
2- çevreniz kişiliğiniz sayesinde geniştir böylece yine iş işi açar, en önemli kural güven vermektir.
3- freelance sitelere ilan vermek. isim vermek istemiyorum ama türkiye'de ve dünyada çok fazla site var. eğer hani olur da yüzlerin, siteye göre yüz binlerin içinden müşteri en yüksek puanlı olanı değil de kenarda köşede bulduğu sizi seçerse işler yavaşça açılmaya başlar. genelde sadece en popüler insanlar para kazanır. orta halli olanlar mesleğine göre asgari ücrete bile ulaşamazken ücra köşelerdeki tinerci gibidir artık, siteye bile uğramaz iş gelmediği için.
türkiye şartları
şimdi gelelim türkiye şartlarına, müşteri ve freelancer seviyelerine.
ben reklam olmasın diye vermeyeceğim sürekli çalıştığım yeri ve bu siteden nefret ediyorum. tanıyanlarınız var beni. öğrenciyim ve fotoğraf, video, tasarım yapıyorum. ne yalan söyleyeyim çok az iş yüküm var. ben okurken part-time komilik yapacağım parayı kazanıyorum bu sitede, o yüzden öğrenci haliyle biraz geçiniyorum.
tabi işin sorunu bu değil. sorun şu türk insanı beleşçidir. türk insanı az çalışmak çok kazanmak ister.
freelancerların kalitesizliği:
1- 15 yaşından tutun 30-40 yaşındaki insanlara kadar çoğu hilebaz bu sitelerde ve şikayetlere rağmen yaptırımı yok.
template (hazır şablon) dediğimiz genelde yabancıların öğretici videolar veya sosyal medyasında trafik olsun, beğenmeler olsun diye ücretsiz verdikleri proje dosyalarıdır bunlar. bizim türk insanımız da bu ücretsiz proje dosyalarını alıp zaten ücretsiz olan içeriği satarak piyasa kırıyor ve fiyat az içerik de kaliteli olunca hurra herkes atlıyor. bu insanlar yüzünden creative content üreten insanlar aç kalıyor. telif melif hak getire, bu sitelerde affınıza sığınarak sövmek istiyorum telif hakkının anasını sikiyorlar anasını. şikayete de yaptırım yok ona da geleceğim aşağıda.
2- siftah yapmak için, sırf iş yapmak için iş yapanlar.
ya arkadaşlar kim 50 adet sosyal medya tasarımını 50 liraya yapar? hiç yapma daha iyi. verilen vakte karşılık bu para bir hiç. stok içerik bile kullansan tam bir gününü alır b. fiyatlar zaten yerlerdeyken bir de bedava gibi iş yapanlar yüzünden müşteri yarın öbür gün bize gelip "ben bu fiyata yaptırdım, siz çok pahalısınız aynı iş." diyor. anlatamıyoruz derdimizi. insanlar yapılmayacak işleri belki yaşı küçük ve zaten ana-babadan geçindiği için yapabiliyor evet ama bu bir hobi değil. müşteri kimle konuştuğunu bilmediği için ki o konuya da gelicem fiyatı ucuz olanı seçer hemen çünkü beleşçidir. biz de götümüzü yırtalım.
3- telifli içerikleri korsan satmak.
bildiğiniz insanlar müzik, fotoğraf, video hepsini korsan satıyor. müşteri de "ulan 10 liraya ne güzel yaptırdım" diyor mal gibi. telif falan hak getire.
müşteri kalitesizliği:
1- iyi, dürüst freelancerların "pahalı" kaçtığı bir dönemdeyiz.
ben her zaman creative içeriğe önem veririm. hazır olanı, sadece türkçeleştirilmesi gereken içeriği asla kullanmam ama stok fotoğraf, video, tasarım ögesi kullanırım, hız isteyene; ucuz isteyene yine kaliteli, yaratıcı içerik ama stok içerik kullanıyorum. bunu da söylerim karşımdaki müşteriye. zaten bugüne kadar 10 liraya bir sosyal medya postu yapıyordum ve bunun gerçek fiyatı arkadaşlar minimum 30 tl'dir samimi söylüyorum. verilen vakit çok önemli. bugün itibariyle ben 1 post 1 story 30 tl yaptım, 20 tl'ye youtube için abone ol butonu ve sosyal medya tanıtım animasyonu yaptım diye pahalı kaçtım. iş yok. müşteri her zaman fiyatı düşürmek ister, her zaman pazarlıktadır. işten önce der ki "ya ben bunu yaptıracağım ama bu fiyat çok indiremez miyiz?" daha sohbete böyle başlıyorlar. her toplu aldığında ucuza geleceğini sanıyorlar. halbuki bu tasarım işi toplu alınca ucuza gelecek bir şey değil ki :d
2- sınırsız revize hakkı
10 tl'ye post yapıyorum herife, bana 50 kere şunu eklesek, çıkarsak olur mu diye revize veriyor. bak benim paşama 10 liraya sınırsız revize istiyor. revize satın alabilirsiniz deyince "buna da mı para" deyip yıldızımızı düşürüyorlar hemen. benim vaktimi 10 liralık almıyorsun ki yaptığım işe değmiyor bunu düşünmüyor ama diyor ki o kendince "para verüyüm amünüyüm" o para o para değil kardeşim.
3- aynısını isteyen müşteri.
bana bir tasarım atıyor animasyon, post, ilan, poster artık neyse diyor ki "birebir" aynısını yap sadece bizim logomuz olsun. yok anasının altın oranı. tabi ki yapmıyorum ama gidip başka bir freelancera yaptırıyor. bana ücretli içerik atıp 20 liraya bana maliyeti 100 lira olacak işler isteyenler de oluyor. kabul etmiyorum tabi ama başka freelancerlar bulup o ücretli içeriği tahmin edeceğiniz gibi korsan yolla bulup "satıyorlar".
4- telifli içeriği telif ödemeden almak.
bildiğiniz telifli müzik, video, fotoğraf artık ne geliyorsa aklınıza onu sizin 20-30 liralara yaptırdığınız yerlerden maliyeti 100-200 liraları belki de 1000 liraya olacak işleri yaptırmaya çalışmaları. telifi bana ödetmek istiyor paşalar. üstüne üstlük iş yükü 1000 lira olacak işi yine 30 liralık ilana yazıyorlar ki beleşe getirmeye çalışıyorlar.
sitelerin aç gözlülüğü:
çalıştığım site direkt kemiksiz her satıştan sabit %20 alıyor ve minimum satış fiyatınız 10 tl. yani 10 liradan 2 lira kazanıyor, 1000 liradan 200 lira. bu inanılmaz yüksek bir komisyon ücreti. bazı sitelerde bu oran %10 ile %50 arasında kategori olarak değişiyor. türkiye'dekilerden bahsediyorum tabi ben. ve türkiye'de telif falan yok, denetim yok, şikayet bildirimine yaptırım yok. şikayete ediyorum "müşteri sorun yok diyorsa yok" şeklinde cevap alıyorum. onlar için müşteri memnunsa her şey yolunda çünkü %20 komisyonları cepte. nerede o yurtdışındaki envato, shutterstock. ah bir paypal açılsa bu şerefsizlerin yüzüne bakar mıyız.
internette gördüğüm çeşitli ücretli mikro servislere ücretsiz reklamlı alternatif sunmaya çalışacağım. şimdi liste çıkartıyorum.
birde sanki iş grupları tekele bağlanmış gibi.
birde ülkemizde bu iş dönemsel bir çalışma içeriyor. popüler kültürden etkileniyor.
birde gelen isteklerin bir çoğu boş oluyor. ben birden fazla elektronik proje isteği aldım ama bu istekle gelen kişiler ya para noktasında ya da konu hakkında bilgisizliği yüzünden anlaşmaya varmadı.
ülkemizde adını yaşatamayan bir iş olarak düşünüyorum ama tutunca güzel bir gelir kaynağı.
ve senin ucuz iş mantığına katılıyorum. çeviri yapmak istiyorum adam 1000 kelimeye 10 tl diyor. daha aşağıda yapamıyorsun kısmetinin gelip seni bulmasını bekliyorsun.
katılıyorum müşteri bile para avcısı ve pazarlık mantığı bile deli eden türden. bir süre çalışacaksın ve iyi ekibin olduğunda güzel para kazanıyorsun.