süveyda;
kızma bana. sana yazmadığımı sanıyorsun, yanılıyorsun. her gece sana içimi döküyorum, fakat huzursuzum. yazımı sevip sevmemen umurumda değil ki, tek düşündüğüm şey gururumu yitirmiş olmam ihtimali. beni sevmeyen seni, neden seviyordum? nefretten mi? senden nefret edebilme ihtimali bile, beni korkuturken, bu düşüncenin beynime yerleşmesine ne demeli? ben seni nefret ederken bir başka seviyorum süveyda.
hatırlarsan bir yazımda "bir bakışta geçer zaman" demiştim. acaba ben gözümü kapattım da açmayı mı unuttum? neyden korkuyorum biliyor musun? gözümü açtığım zaman, karşımda bulamadığım senden. sen hiç, senin olmadığın bir dünyada yaşama düşüncesini aklına getirdin mi? sana kızmıyorum, kendime de. sana olan sevgimin kudretine kızıyorum. bir gün beni öldürecek bu kudret.
gardenyam,
ayrılık çiçeğim.
mesele gözlerin olunca
ne müebbet, ne sürgün
ben hepsine muhtacım.
sana bende bir kaç mısra. bu mısraları koynunun en kuytu köşesine sakla.
seni kudretimle selamlıyorum.
mahcup ediyorsunuz
kral kim biz kim :) +
daimi hapsindeyim..
artık yazma be puvo. yaza yaza eskittik :(
hazır rakıdan açıldı konu. havalar iyileşti mi atla gel. sahilde denizin içine kuralım çilingir sofrasını. gün batımına içlenir, içlenir yazarız :)