günler kovaliyor günleri,
derin bir aşkla
ömürden gidiyor günler
bir şarap gibi yıllanıyor günler
ölen günler öldürülen günler
ağlayan günler...
bir güne benzer hayat
başlarda ne olduğunu anlamaz kimse
uyku ile uyanıklık arasında, tıpkı araf...
güne başlar kimseleri;
kimseleri de uyanmaz, uyur
bilmezler ömürden gittiğini ömrün
sonra gün ışır, en toy gündür bu an
ruhunuz yerinde değildir
çocukluk gibi...
gelecek gelir şimdi olur.
şimdi ölür geçmişe karışır.
çocuk büyür, öğleye karışır.
en sıcak topraktır bu çağ.
her şeyle doludur içiniz
fakat etraf müsaade etmez
sıcaktan kavurur sizi...
gençlik olur yetişkinlik.
gün döner akşamın karanlığına.
ömrün ömür olduğu saatler
hem sıcak hem soğuk
bir deniz kıyısını andırır
ve eşraf sizi bozamaz
zaman bu fakat acımasız
saat yerinde duramaz
geceye çalar...
masaldaki gibi bal kabağına döner araba
gecenin ıssızlığı gibidir yaşlılık
bir zihniniz kalır yaren
varsa bir de öptüğünüz kadın.
geceyi örter ay ışığı...
mehtabı kucaklar okyanus.
ölümü bekler gecenin sonu.
ömür biter, günün bittiğini sandığımızda
çok keskin çok sert bir nazm-ı nesir