geçen pazar günü kuzenle balığa gitmeye karar verdik. ben çok küçükken bi kere gitmiştim balığa o kadar. kuzenim babasından dolayı sürekli gider işi biliyor yani.
baraja gittik, kargıları kurduk. kurduk derken o yaptı ben hamuru takmayı bile o gün öğrendim. neyse çatallara diktik taşla sağlamladık. oturduk muhabbet ediyoruz. tak benim mantar batıp çıkıyo. koş dedi kuzen. koştum kavradım çekiyorum gelmiyo. kuvetli asıl kuvetli diyor. hacı bi asılırsın balık havadan tam arkama doğru uçar. misine çalılara dolaştı, balık dikenin içinde kaldı.
misineden tutup balığı çektik, balıkta orta büyüklükte bir balık seviniyorum salıverdi kuzen lan ne yapıyon manyak dedim. balık taşkafaymış yenmezmiş.
tekrar hazırlıyoruz yemimizi takıp atıyoruz. şak geliyor bitane daha. bu sefer biraz daha öğrendim işi dolamıyorum çalıyor. tekrar atıyorum hemen bi tane daha.
4 tane balık tuttum hemde atıp çekiyorum ya havamdan geçilmiyor. kuzen acemi şansı falan kıskanıyo ipne :)
tekrar attım bu sefer gelmedi. bekliyorum bekliyorum tık yok. amk talihimi kaçırdın gördün mü dedim.
" bekle sen büyük balık geldi, küçükleri kaçırdı heralde, hazırda bekle dedi"
hasstir lan ordan deyip kargıyı çatala koydum, geri yaslanıp sigramı yakmak için elimi siper ettim olmadı, arkama döndüm vücüdümla keseyim rüzgarı diye derken bi ses geldi. bir baktım benim kargı bir füze olmuş suyun üstünde gidiyor.
ardında baka kaldım.....
bende bir kaç kez orduda gittim orta çağda yerliler gibi mizrakla avladık paq
teknecilerden rica ettik kargıya kadar götürdü kargıyı aldık hala çıkmamış tabiadam asılmaya başladı çekersem benim olur dedi
çek senin olsun dedim. adam çekti iki eliyle kucakladı baya büyüktü balık ama kaçırdı sonra.
ölürmü o dedim yaşar bişey olmaz dediler. kargıyı kurtardım balıkta yaşar dediler bilmiyorum artık ;)