evet puvolar tekrardan merhabalar
bugün ki kitabımız
stefan zweig - bir kadının yaşamından 24 saat
ne anlatıyor bir kadının yaşamından 24 saat?
stefan zweig'in bir insanın yirmi dört saati kadar kısa ancak bir o kadar da çarpıcı bu eserinde, bayan c'nin, bir daha hiç karşılaşmayacağı bir adama itiraf ettiği bir günü anlatılmaktadır. yazar kitabın başında, kocasını ve iki çocuğunu genç bir fransız'la kaçarak terk eden henriette'nin hikayesini anlatacağı izlenimini uyandırır ancak henriette'nin hikayesi, yalnızca 1920'ler avrupa'sının aristokrat manzarası hakkında fikir vermeyi amaçlamaktadır.
bir pansiyonda kalmakta olan misafirler, toplumsal tabuları bir kenara bırakarak ailesini terk eden henriette hakkında eleştiriler yapmakta, yazarımız ise bu gruba karşı, bir insanın özgürce hareket edebilmesinin daha onurlu bir tutum olduğu fikrini savunmaktadır. ilk başta bu iki cephe arasında hakemlik yapan 67 yaşındaki ingiliz bir aristokrat olan bayan c, yazarın bu konuya bakış açısını gördükten sonra kendi geçmişinde yaşadığı benzer bir olayı ona itiraf edip bir nebze olsun rahatlamak, suçluluk duygusunu üzerinden atmak ister.
bayan c ve genç kumarbaz arasında uzun yıllar önce yaşanmış ve kitabın bel kemiğini oluşturan olayı burada özetlemeyi ve yeni okurların hevesini kaçırmayı düşünmüyorum. ancak zweig'in bu kısa romanında dikkat çeken bazı noktalardan bahsetmeden edemeyeceğim. henriette hadisesini tartışan ve yargılayan grubun enternasyonal niteliği dikkat çekmektedir. zira henriette'nin ailesini terk edişini ahlaksızlık ve hafif meşreplik olarak niteleyip en sert şekilde yargılayan karakterlerin alman oluşu, henriette ve birlikte kaçtığı genç erkeğin fransız oluşu, genç kumarbazla yaşadıklarından dolayı büyük bir utanç duyan, pişmanlık yaşayan bayan c'nin ise ingiliz oluşunun tesadüf olmadığını düşünüyorum. yazarın karakter ve milliyet eşleştirmesinde, toplumlara dair öne çıkan bazı kültürel kodların rol oynadığı görülüyor.
okuyucu üzerinde hayranlık uyandıran önemli bir nokta ise yazarın psikolojik tahlilleridir. özellikle genç kumarbazın oyun sırasındaki el hareketlerinden karakterini analiz etmesi, oldukça ilgi çekicidir. son olarak, romanda etkilendiğim bir alıntıyı paylaşıyor ve hepinize keyifli okumalar diliyorum.
"görünüşe göre pek çok insan kendilerini kolayca saptıranlardan daha güçlü, daha saf ve daha ahlaklı hissetmekten zevk alıyor gibiydi. şahsen bir kadının gözlerini yumarak, kendi kollarında kocasına ihanet etmesindense, özgürce ve tutkuyla içgüdülerinin peşinden gitmesinin daha onurlu olduğunu düşündüğümü de ekledim."
evet puvolar kitap böyle ve çok hoş bir kitap
daha fazla bilgi için
toygar yılmaz
h.n.a
"en güzel ben sensin"
(bana okumayı sevdiren kitap.)
Antoine De Saint-Exupéry> küçük prens