mezarlıklar nedense hep şehirlerin dışına en uzaklara kurulur.
şehirler inatçı ve şımarık bir çocuk gibi mezarlıklara doğru büyür.
bir gün bakmışsın yine o mezarlıklar hiç umulmadık bir anda şehrin içinde kalıvermiş.
bakmışsın bir sabah bir mezar taşıyla komşusun!
ama yine de mezarlıklarla şehirler arasında,
caddeler,sokaklar ve evler vardır.
yani yaşamak…
bu yüzden hiç kendini tekrar etmez ölüm ve yaşam!
çünkü aşk her şeyi her gün kendi rengine boyar!
ali ulurasba
o yuzden mezarliklar hep dislanir
tipki benim gibi