herkesin "seviyorum" dediği ama kimsenin gerçek sevginin ne olduğunu bilmediği bir dönemdeyiz. "sevgi neydi? sevgi emekti" falan diyerek başlamayacağım şimdi. sadece saf sevginin "aşkım, bebeğim, böceğim" ile ölçülemeyeceğini; insanların fedakarlıklarına, bir gülümseyle mutlu olmasına bağlı olduğunu düşünüyorum. ya siz?
fedakarlık yapmadan sevgi olmaz ki zaten birini seviyorsan ama adam akılli seviyorsan gözün sadece onu görecek gözlerini feda edeceksin başkasına bakmayacaksin bu yüzden sevmek herkesin harcı değildir
aynen tv tek kanal trt var telefon internet yok dedemizin masalları var marka takıntısı yok mektup ile yazismalar zarftan cikan kuru gül göz yaşı ile gagilmıs mürekkep en onemlisi de kokusunu alabilmek mektuptan simdilerde tadına bakiyorlar begenirse yiyip bitiriyorlar
aynen ya kendime üzülüyorum o günleri görmedim diye evde oturup sobanın basina dizilip sohbet edemediğim için o mektuplardaki samimiyeti yaşayamadığım için ozmn insanlar hep iç içe sohbet muhabbet doruklarda simdi kulaklığı takan kendi dünyasına takılıyor
eskiden mahalleye girince eve 2 saatte gidemezmiş insanlar selamlasmaktan hâl hatır sormaktan esnafından komsusuna gencinden yaşlısına simdi o kadar kalabalik içinde yalnizliklar var kapı komşusunu yolda görse tanimayacak insanlar var