aile yapılanmalarına baktığım zaman babalar çok yalnız geliyor bana. onlar hep iş güç uğraşırken çocuklar anneler ile samimi oluyor. babalar ise zirvedeki yalnızlık hesabı sanki hiç muhabbet etmiyorlar aile üyeleriyle. şöyle oturup karşılıklı dertleşmekten bahsediyorum yoksa normal konuşmalardan değil.
nadir oluyor. bir de eski mantık var. babalar sert durmalı. sevmemeli, gülümsememeli. eğer yüz verirse başına çıkar gibi. bi kitapta gecer "babalar alnımıza yazılmış yalınızlıklardır"
bu telefonlarda okey oyunu var ya, o oyun çıktı çıkali konusmuyoz, bişi diyom dur taş gelcek. ulan bı insan bu kadar bağlanabilir mi ya. yılbaşında okay aldık işte saypaya gelmiş ucuz diye oynayalım diyoruz. adam bı elinde telefonda okey oynuyor bı de bizle ayri. bı de dur yavaş oynayın yetişemiyorum diyo. acaba n e d e nnnn?
valla küçükken bizi çok çekingen utangaç herseye dil uzatma diye yetiştirenlerde bi fikrimiz hayalimiz olduğunda sen sus senin o konuda fikrin zikrin olmaz deyip susturanlarda yani bizi sırf yaşımız küçükken adam yerine koymayanlarin suçu var.
babamız bize çocukluğundan kendini uzaklaştırdı. biz 15 yaşımıza gelene kadar asla ne sohbet ne yanımıza oturmak hiç alakası yoktu. şimdi yanımıza arada bir oturuyor. ama müthiş derecede rahatsız edici. yani istemiyoruz eskisi gibi gidip uyusun istiyoruz. muhabbete gelince biraz daha iyiyiz. yaştan dolayı
ediyoruz tabi ki. hayattaki tek ailem o. 5 yaşımdayken annemi kaybettikten sonra abimle bana bakan tek adam oydu hayatımda. babaanemin de yeri çok farklı tabi ama babam kendimizi yalnız hissetmememiz için bizimle çok ilgilendi. tek maaşla 5 kişinin boğazını doyuruyordu.
arada pazar günleri izinli olurdu abimle beni alıp sahilde gezerdik, sinemaya giderdik, döner yerdik, günümüzü gün ederdik yani. ne zaman telefonu açıp 'baba gelirken abur cubur alır mısın?' desem her seferinde 'tamam kızım' der ve iki torba abur cubur ile eve gelirdi. ve tüm bunları tek maaşla yapardı. allah bir yerden alırken bir yerden verir, derler ya aynen öyle. annemi aldı ve bana dünyanın en güzel babasını verdi. allah ondan milyonlarca, trilyonlarca kez razı olsun.
bana hiçbir zaman annemin yokluğunu hissettirmedi. 21 yaşıma geldim. emekli haliyle çalışmaya devam ediyor, bir yandan da beni okutuyor. ben daha ne isteyeyim bu hayattan. babam olsun yeter. (maşallah deyin. :))
maşallah demek ki dünyaya gelme veya gelmeme isteği konusunda yaşantı ve çevre etkenleri baya fazlaymış. hep böyle mutlu ve huzurlu kalmanız dileğiyle.
babamı kaybedeli uzun zaman oluyor. çocuktum, benimle azıcık konuşsa uçardım havalara. beni görsün, başımı okşasın, konuşsun diye çok uğraşırdım. olmadı. görmedi, konuşmadı, takdir etmedi. yada bunları bana yansıtmadı. ama bir rakı sofrasında uzun uzun konuşmak, ağlayarak ne hissettiğimi anlatmak, ne düşündüğünü bilmek için konuşturmak isterdim. olmadı. olsun...
etmiyorsanız da edin. ne kadar kızsanız da, içinizden küfür de etseniz... eğer gerçekten pislik ve kötü biri değilse, baba sıfatına yakışmayan biri değilse muhabbet edin, gidin sarılın dertleşin...
çünkü vakit geldiğinde ve ölüm sizi ayırdığında o kızdığınız anlar geri gelse de tekrar konuşabilsek, görüşebilsek diyeceksiniz. baba güçtür, size güç katar. o yitip gittiğinde kolunuz kanadınız olduğunu, güçsüz olduğunuzu hissedeceksiniz.
biraz önce ettim. başka çocukların aksine ben babamdan dolayı şanslı olduğumu hissediyorum. çünkü o benim en iyi arkadaşım. hayatımız boyunca değişmesi en zor olan tek şey ailemizdir. ve onlarla gerçekten aile gibi olabilmek mükemmel bir lütuftur.
kesinlikle ediyoruz. şöyle ki kendisi kendini akrabalardan soyutlayınca yanında tek erkek evladı ben kaldım anlıyorum bazen bakışların evet baba olunca sarılıp öpemiyorsun belki anneniz gibi ama hayırdır diyorum anlatıyor sakin sakin çıkmazlarını dinliyorum öyle bu haftada bir iki kez gerçekleşiyor şanslı mıyım belki evet belki hayır çünkü bazen bana hala ağır geliyor gerçekleri ondan duymak çünkü babalar gözümüzde olmazı oldurandır bu görüş büyüdükçe yıkılıyor böylelikle
evet edeceğim normalde nadiren görüşüyoruz ve birbirimizi çok yakından tanımıyoruz ama şuan alkol alışkanlığımdan dolayı saat 10 gibi bende olacak ve bana bir sürü nasihat verecek ve ben de onu dinleyeceğim. her şeye rağmen onu çok ama çok seviyorum.
babamla her türlü dertleşen, dedikodu yapan bi ben varım. yalnız kalıp dertleşmediğimiz zaman bugün çok sıkıcısın yok mu dedikodu derim. en kötü ihtimalle annemin arkasından atar tutarız 😂
babamla iyi anlaşırız, bunun kaynağı da ben küçücük çocukken bile bana söz hakkı vermesinden gelir. zaten kişilik olarak da benziyorum ona. sohbete gelirsek de genelde ben değil o içini döker bana. her cumartesi gecesi rakı sofrası vardır onun, aile kültürümüzdendir, ben içmem onun yanında ama şalgam da fena gitmiyor yani. en sevdiğim gündür cumartesi, en yorucusu olsa da.
babam odaya girince çıkarım aramız fazla kötü nedenini bilmiyorum. bir evlat babasına ne yapmış olabilir de bana böyle davranıyor. saçmalık babalar farklı. anlamalandıramıyorum fakat babasıyla oturup muhabbet eden insanlara fazla imreniyorum.
yılbaşında okay aldık işte saypaya gelmiş ucuz diye oynayalım diyoruz. adam bı elinde telefonda okey oynuyor bı de bizle ayri. bı de dur yavaş oynayın yetişemiyorum diyo. acaba n e d e nnnn?
şimdi yanımıza arada bir oturuyor. ama müthiş derecede rahatsız edici. yani istemiyoruz eskisi gibi gidip uyusun istiyoruz. muhabbete gelince biraz daha iyiyiz. yaştan dolayı
arada pazar günleri izinli olurdu abimle beni alıp sahilde gezerdik, sinemaya giderdik, döner yerdik, günümüzü gün ederdik yani. ne zaman telefonu açıp 'baba gelirken abur cubur alır mısın?' desem her seferinde 'tamam kızım' der ve iki torba abur cubur ile eve gelirdi. ve tüm bunları tek maaşla yapardı. allah bir yerden alırken bir yerden verir, derler ya aynen öyle. annemi aldı ve bana dünyanın en güzel babasını verdi. allah ondan milyonlarca, trilyonlarca kez razı olsun.
bana hiçbir zaman annemin yokluğunu hissettirmedi. 21 yaşıma geldim. emekli haliyle çalışmaya devam ediyor, bir yandan da beni okutuyor. ben daha ne isteyeyim bu hayattan. babam olsun yeter. (maşallah deyin. :))
olmalı mı?
olmamalıydı.
öyle bir mesafe de değil. silimiyor.
mesafe olması için adamcağız çok çabaladı : )
sanırım özetledim konuyu.
çünkü vakit geldiğinde ve ölüm sizi ayırdığında o kızdığınız anlar geri gelse de tekrar konuşabilsek, görüşebilsek diyeceksiniz.
baba güçtür, size güç katar. o yitip gittiğinde kolunuz kanadınız olduğunu, güçsüz olduğunuzu hissedeceksiniz.